Kuzguncuk

Spread the love

İstanbul’un kaosundan keşmekeşinden şikayet edip duruyoruz. Sanıyoruz ki her yer Mecidiyeköy. Aslında hala var mahalle kültürü, komşuculuk ilişkilerinin yaşandığı sevimli mahalleler. Kuzguncuk da bunlardan biri. “Perihan Abla” dizisiyle zaten çocukluğumuzda aşık olduk buraya, sonraki nesil “Ekmek Teknesi” ile sevdi. Edebiyat severler Buket Uzuner’in “Kumral Ada Mavi Tuna”sı ile “Nere bu sihirli mahalle?” dedi. Kısaca yıllarca hayatımıza dokunan pek çok şeye ilham verdi bu küçük Üsküdar mahallesi. Son birkaç senedir de tasarım kafelerin, dükkanların kendini adapte etmesiyle daha çekici bir Kuzguncuk oluşmuş. Aslında çoğu yerin geçmişi 5-10 yıllık ama size asırlardır varmış havası veriyor. Mahalleyi keşfetmeniz için yarım gün yeterli. İcadiye Caddesi’ni boylu boyunca gezip, ara sokaklarda muhteşem köşkleri fotoğraflıyorsunuz ve en son kendinizi emlakçı vitrinine bakakalarak bitiriyorsunuz. Dikkatli olun çok fena taşınma isteği doğurabilir.

Kuzguncuk nerede?
Anadolu Yakası’nı uzay zannedip hayatı boyunca geçmeyen İstanbullular var biliyoruz. Kuzguncuk aslında her iki yakaya da çok yakın. Üsküdar sahilinden yürüyüşle veya otobüsle rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Beşiktaş’tan motorlar da kalkıyor. Sahilden gelmiyorsanız Nakkaştepe’den de aşağı doğru inebilirsiniz.

Evet diziler gerçekmiş
Kuzguncuk’a geldiniz bir anda 80’lerde hissetmeniz normal. Perihan Abla “Elinin körü Şakir!” diye haykıracak. Karşı camdan Melahat Abla çekirdek çıtlayarak “Ay neymiş neymiş?” diyecek. Perihan Abla Sokağı’nın köşesinde bu anlara dönmeniz normal. Ekmek Teknesi izlemedim replik giremiyorum ama oradaki konak şimdi Zahir Restoran olarak hizmet veriyor. Asude Restoran da diziye ev sahipliği yapmış, hatta Ekmek Teknesi tabelası asılı. Zaten herhangi bir kahveye “Bizi evimizden çıkarmak istiyorlar Orhan Amca!” diyerek giresiniz geliyor. Öyle bir mahalle dizisi hayatı.

Kuzguncuk Pazarı
Her Çarşamba Kuzguncuk Bostan Sokak’ta pazar kuruluyor. Meyve, sebze alışverişi dışında Üsküdar Belediyesi’nin projesi (KÜP) olan kadın el emeği ürünler de satılıyor.

Instagram diye bağıran evler
Zamanında burada Hristiyanı, Yahudisi, Müslümanı bir arada yaşamış. Mimari de o şekilde gelişmiş. Kiliseler, sinagoglar, camiiler küçük mahallede iç içe. Rengarenk köşkler de Instagram pozu diye haykırıyor. Dolayısıyla ara sokaklarda gelin damat çekimlerine rastlamanız şaşırtıcı değil. Ama sakinler o kadar bıkmış ki bir tane kapıda “Burada fotoğraf çeken ayrılıyor” notu gördüm. Üstelik çok da güzel bir kapı değil, o bile bıkmışsa… En instoşluk olan Bereket Sokak söyleyeyim.

[ngg_images source=”galleries” display_type=”photocrati-nextgen_basic_thumbnails” override_thumbnail_settings=”0″ thumbnail_width=”240″ thumbnail_height=”160″ thumbnail_crop=”1″ images_per_page=”20″ number_of_columns=”0″ ajax_pagination=”0″ show_all_in_lightbox=”0″ use_imagebrowser_effect=”0″ show_slideshow_link=”1″ slideshow_link_text=”[Show slideshow]” order_by=”sortorder” order_direction=”ASC” returns=”included” maximum_entity_count=”500″]

Yanık Mektep Sokak
Dünyanın en hüzünlü sokak ismi bu olabilir mi? Yanık Mektep Sokak’ın tabelası bile yanıktı keza yanındaki ev de. Hikaye var bu sokakta dedim açtım araştırdım. Üsküdar Sokak İsimleri Tarihçesi kitabına ulaştım bir anda. Ne harika bir rehber. Öyle enteresan sokak isimlerine rastlıyoruz ki İstanbul’da her semtin böyle bir kitapçığı olmalı. Kitapta diyor ki sokak ismini Kuzguncuk yangınlarından birinde yandığı için “Yanık Mektep” olarak bilinen ve Mehmet Akif’in Safahat’ta “Yıkık sebile bakıp ağlayan yanık mekte…/Geçenki yangının enkazı işte bunlar hep!” diyerek tasvir ettiği bir mektepten almış.

Kuzguncuk Bostanı

Burası yapılaşmaya karşı açılan mücadelenin sonucunda oluşmuş harika bir şehir projesi. Kuzguncuk halkı ekip biçsin, çocuklarıyla gezsin, yeşil alanı olsun diye park gibi bir bostan oluşturulmuş. 30 yıllık direniş güzel bir sonuç vermiş, sırf bunu kutlamak için gezmeye değer. Bostana bakan kafe ve restoran da var. Çoğunlukla burada yaşayanlar dinlenmeye, nefes almaya geliyorlar. Açıkhava sineması, yoga etkinlikleri de oluyormuş.

            Yanık Mektep Sokak
Kuzguncuk Bostanı

Çınaraltı
Çınar olan yerde bir çınaraltı kafesi olması Allah’ın emri. Buradaki Çınaraltı da Boğaz manzarasına karşı çay içmelik tarihi ve en lokal yerlerden. Özellikle kahvaltı saati yer bulmak zor. Sadece mahalleli değil civar semtlerden de buraya kahvaltı için geliniyor. Kuzguncuk’a gelip atlamak pek olası değil.

Çınaraltı

Balıkçılar
Boğaz kıyısında bir mahalledeyseniz balık yemeden olmaz. En bilineni ve eskisi de tabii ki iskeledeki İsmet Baba. Değil Kuzguncuk’un İstanbul’un en iyi balık restoranları arasında yer alıyor. 1951 yılından beri hizmet veren mekan, popülerliğini bir an bile yitirmemiş. Hem salaş hem Boğaz’ın zenginliğine sahip. Biraz daha modern takılmak isterseniz de fotoğraflık dış görünümüyle Kuzguncuk Balıkçısı hemen dikkatinizi çekecek. Geleneksel menü dışında paella servis etmesi ve leziz olması da çekici kılıyor. Zaten illa ki Instagram’dan karşınıza çıkmıştır bu yer. Görünce anlayacaksınız.

Metet közde döner
Kuzguncuk’un en iyilerine bakalım derken sürekli İstanbul’un en iyilerine rastlatıyor burası sanki. Metet’i zaten tüm gurmeler methetmiş, her yerde basında çıkan haberlerini görüyorsunuz. Ama hakları var. Döner muhteşem. Bir döner için bu kadar beklenir mi diyorsunuz ama beklediğinize değiyor e közde pişiyor.

Metet

Ev yemekleri
Kuzguncuk’taki restoranların çoğu ya modern ya lokal esnaf lokantası şeklinde. En tasarım gözükeninde de mutfakta bir anne görebiliyorsunuz. Başlıcaları Asude, Pita, İnci’den, Betty Blue, La Mekan Kuzguncuk. Vejetaryenler de unutulmamış: Masum Mutfak sağlıklı beslenmek isteyenler için ideal. Mahallenin esnafı kaliteli olunca ev yemekleri de leziz oluyor. Ben evimde yerim diyorsanız da Kastamonu Köy Pazarı’ndan Canan Karatay onaylı malzemeler alabilirsiniz.

Tatlı çikolata
Giyimde olduğu gibi yeme içmede de bir vintage modası oluştu. Girdiğim her kafe, pastaneyi sanki since 1943 yeri sanıyorum 2015 falan çıkıyor. Aslında Kuzguncuk’u güzel yapan da yeni yerlerin eski dönem havasını yaşatması. Çikolatacı Aziz Bey de bunlardan biri. Bir de Aziz Bey falan adı sanıyorsun 90 yaşında amca miras bırakmış, yok öyle bir şey baya akranımız Aziz ve arkadaşları açmış. İyi de yapmış. Çikolatacılar bu ara baya tutuyor. Bir de Kuzguncuk Çikolata Kahve diye bir yer var. Çikolatalı tatlılara gelecek olursak da Ulus Profiterol diye küçücük bir dükkan açılmış. Profiterol gurusu olarak yerinde tattım eve de götürdüm. Gerçekten farklı ve lezzetli. Adı Ulus olunca Ulus’tan buraya açmışlar herhalde dedim ama sahipleri Ankaralıymış. Ankara Ulus yani ama orada da yok. Kuzguncuk’a yerleşip böyle bir yer açmışlar. Bitter çikolata sevenler daha bir sevebilir. Gerçek eski pastane isterseniz de rıhtım tarafında Dilim Pastanesi var. Vitrinine bakınca kendinizden geçiyorsunuz zaten. Öyle geleneksel bir pastaneden chessecake mi alınır diyebilirsiniz ama efsane. Zaten Maria’s Cheesecake olarak da biliniyor. Buranın lokalleri de genelde açmasını, poğaçasını alıp iskeledeki banklarda Boğaz keyfi yapıyor.

Nail Kitabevi

Böyle yerler her semtte zorunlu olmalı. Nail Kitabevi bir kitabevi kafeden bekleneni fazlasıyla veriyor. Sakin, huzurlu bir kitap okuma ortamı. Güzel kahveler, ilgili çalışanlar. Böyle bir binanın içi kitaplarla dolmalı zaten. Bana Kuzguncuk’u tanıtan Buket Uzuner’in “Kumral Ada Mavi Tuna”sı da baş köşede duruyordu. 20 yıl olmuş yazılalı. Gelin bu kitabı burada okuyun, sanki bu evin parçası gibi hissedeceksiniz. Kitap severler için sahaflar da mevcut mahallede.

Tasarım istilası
Hipster’ların değil de tasarımcıların, mimarların bu mahalleye yerleşmesi epey yerinde olmuş. Yeni açılan dükkanlar, kafeler mahallenin özgün yapısını bozmak yerine değerleştirmiş. Corvino, Sitare, Cup inn buna örnek. Tasarım ürünler için de Bencil Dükkan, Bir Kuzguncuk Dükkanı görülmeye değer. Mahallede bir de bir galeri var ki İstanbul’un en iyi çağdaş galerilerinden: Harmony Sanat Galerisi. Mona Art Gallery ve Kuzguncuk Sanat Tiyatrosu da sanatseverlerin dikkatini çekebilecek diğer mekanlar.

Fethi Paşa Korusu
Zaten tatlı bir mahallesin bir de yakınında kocaman koru olup tadından yenmemelisin. Üsküdarlıların nefes alma yeri Fethi Paşa Korusu hem doğa yürüyüşü hem seyirlik bir nimet. Kat kat seyir terasları yapılmış Boğaz’a doyasınız diye. Yeşil ve İstanbul bir arada. Epey geniş bir koru, yarım gününüz burada rahat geçer.

Kuzguncuk Günlüğü

Yazı dolaşımı


Kuzguncuk Günlüğü” için 2 yorum

  1. Çok başarılı bir yazı olmuş tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim… Devam..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir